Osmanlı'da Toplum Yapısı
- Yönetenler: Yönetenler dört ana gruptan oluşurdu. İlki Saray halkıydı. Saray halkı; Topkapı sarayında yaşayan Enderun içoğlanları, Şehzadeler, padişah ve hanımları. İkinci grup Seyfiye idi. Seyfiye; Yönetimde bulunan asker kökenli devlet adamları ve askerleri kapsar. Bunlar vezir-azam, vezirler, kaptan-ı derya, Yeniçeri Ağası, Beylerbeyleri, sancak beyleri, Kapıkulu Askerleri ve Tımar askerlerini kapsar. Üçüncü grup ise İlmiye. İlmiye; din, Eğitim ve adalet işlerinden sorumlu grup olup Şeyhülislam , Kazasker , kadılar , müftüler , müderrisler , imamlar ve medrese öğrencileri bu grupta yer alırlar. Dördüncü ve son grup Kalemiye, devlet dairelerinde çalışan memur ve bürokratları kapsar. Defterdar, Nişancı, Reisülküttab, kâtipler de bu gruba girerlerdi.
- Yönetilenler: Yönetilenler ise kısaca belirtmek gerekirse her din ve milletten oluşan halk kesimidir.
Osmanlı toplumunda sosyal hareketlilik 2 şekilde olur.
- İlk sosyal hareketlilik dikey hareketliliktir. Dikey hareketlilik; yönetilen iken yükselerek yöneticiler sınıfına dâhil olmak demektir. Dikey hareketlilik devşirme sistemi, ilimalanında yükselme ve tahsil görme görevinde başarılı olabilme şeklinde olur. Ancak bunların yanında İslamiyet'inde etkisi ile yönetici sınıfına geçmenin en önemli şartı Müslüman olmaktı.
- İkinci sosyal hareketlilik ise yatay hareketliliktir. Yatay hareketlilik ise, bir bölgeden başka bölgeye göç demektir. Osmalı'nın kuruluş yıllarında iskân politikası ile yatay hareketlilik sağlanmıştır. Ayrıca köyden şehre göç, Konar-göçer iken yerleşik hayata geçme ve son dönemlerde elden çıkan topraklardan (Balkanlar - Kırım ve bunun gibi yerler) Anadolu’ya göç bu hareketliliğe örnektir.
Osmanlı da Millet sistemi adı verilen Din sistemi vardı. Buna göre Osmanlı toplumu Müslümanlar ve Gayr-ı Müslimler olarak ikiye ayrılmıştır. Müslümanlar Türkler, Araplar, Farslar, Berberiler,Arnavutlar,Boşnaklar ve Kafkas halklarıdır. Gayr-ı Müslimler ise en kalabalık Ortodokslar olup İstanbul Fener Rum patrikhanesine bağlıydılar. Ortodokslar, Rumlar, Ruslar, Sırplar, Bulgarlar, Makedonlar, Lehler ve Karadağlılar Gayr-ı Müslimler idi. Bunun yanı sıra Ermeniler ise ayrı bir mezhep olarak görülürdü. Ayrıca 1492 yılından sonra Yahudi nüfusunda artış görülmüştür.
Öte yandan Osmanlı ailesinde dini nikâhı Kadılar kıyar, çok eşli bir aile yapısı görülmekteydi. Evlilikte mehir adı verilen başlık parası vardı. Önemli kişilerin birçoğunun haremleri var ve bu kişiler konaklarda yerleşim gösterirlerdi. Hizmetkârlar, dadılar ve bu tarz hizmet görevlileri Osmanlı da görülmekteydi. Ayrıca Osmanlı toplumunda az da olsa köleye rastlanılmaktaydı.
Osmanlı toplumunda Ahi Loncaları ve Vakıfların yeri büyüktür. Muhtaçlara yardım için birçok vakıf açılmıştır. Bu bilginin de vasıtasıyla şunu söyleyebiliriz ki dünya da en çok vakıf kuran toplum, Osmanlı toplumudur.
Osmanlı Saray yaşantısına bakmak gerekirse Sarayda; Birun, Enderun ve Harem bölümlerinde yaşam sürerdi. Haremdeki kadınlara müzik, resim, din ve edebiyat gibi dersler verilirdi.
Osmanlı da tatil günü Cuma günü olarak belirlenmişti. Şehirlerde esnaf, Tüccar ve memur askerler yaşardı. Köylerde yaşayanlar tarım ile ilgilenirken göçebeler ise hayvancılık yaparak geçimini sağlardı.
Osmanlılarda Tanzimat ile birlikte Millet (din) sistemi ortadan kalktı ve halkın tamamı Tebaa sayıldı. Yani Müslüman ve Gayr-ı Müslimler gibi ayrımlar ortadan kaldırıldı. Islahat Fermanı ile de tüm Osmanlı halkı eşit kabul edildi. Tanzimat döneminde ilk önce 1775 yılında Kırım'ın Rusların eline geçmesi ile orada yaşayan Müslümanların bir bölümü Osmanlı devletine göç etti.
Bu yönde şekillenen yapılanma ve zayıflamalar Osmanlıda ki toplumsal yapıyı giderek değiştirdi. Osmanlı toprakları daraldıkça Müslüman nüfus oranı giderek arttı. Kırım, Kafkasya ve Balkan ülkelerinden 1990 lı yıllara kadar Osmanlıya sürekli göç hareketleri yaşanmıştır. Buralardan göç eden insanlara Muhacir denilmiştir.
Ayrıca 1850 lerden sonra Osmanlı toplumunda Batılılaşma başladı. Avrupalılar gibi yeme, içme, giyinme ve yaşama tarzı ortaya çıktı. Şehirlerde modern yaşayışlı aileler ortaya çıktı. Meşrutiyetle birlikte ise bankaların yanı sıra tren, tramvay gibi ulaşım vasıtaları ile Telefon ve telgraf gibi iletişim vasıtaları ortaya çıktı. Darüleytam , Darülaceze, Etfal hastanesi, Kızılay, Yeşilay gibi toplumsal örgütler de bu dönem de ortaya çıktı.